İftar hazırlıklarına başlandığı şu anda sizlere yapımı çok kolay bir salata paylaşmak istiyorum.Zaten yapılışını okurken de anlayacaksınız sizi çok fazla oyalamayacak bir tarif,farklı farklı yapım aşamaları olan bir salata değil sadece malzemeleri doğrayıp karıştıracaksınız.Mantarın haşlanmasını saymazsak benim 10 dakikamı aldı.Umarım sizde kolayca yapar ve çok seversiniz.

Közlenmiş Biberli Mantar Salatası
Malzemeler : 
-300 gram mantar
-3 tane közlenmiş kapya biber
-1 küçük kutu konserve mısır
-dilimlenmiş siyah zeytin
-4 tane kornişon turşu
-1 tutam maydanoz
-1/2 limon
-nar ekşisi
-sızma zeytinyağı
-tuz
Yapılışı:
-Mantarları küçük küpler halinde doğrayıp yarım limon sıkılmış suda haşlayın.
-Közlenmiş bibeleri,turşuyu,maydonuzu doğrayın.
-Bütün malzemeleri karıştırıp tuzunu,yağını,ekşisini ayarlayıp iftarı bekleyin.
*siyah zeytin yerine yeşil zeytin de kullanabilirsiniz.
*yeşillileri istediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz dereotu,nane vs.
Afiyet olsun


   

  
     Hakkında okuduğum yorumlarda yazdıkları kadarı ile diğer izleyenler gibi aslında pek bir beklentim olmadan gittim bu filmde tam bir ters köşe yaşadım.Semtimize yakın sinema salonunda en izlenebilecek  gibi duran filmde kral vardı isminde efsane vardı e bir de 3 boyutlu deniyordu daha ne olsundu,fragmanını da görünce seyretmeye değer buldum evin reisini cebren ve hile ile ikna ettim ve kendimizi gişenin önünde bulduk ve çok keyifli 2 saat geçirdik.Klasik orta çağ filmidir diye beklerken (fragmanını nasıl izlemişsem artık) yönetmen Guy Ritcihe çıktı.



    Film başladığında yaşadığım ilk sürpriz yönetmeninde olduğunu yazmıştım yukarıda zaten zatıalilerinin Sherlock Holmes serisini de çok beğenmiştim ve onun hakkında da yazmıştım yıllar önce.İkinci sürpriz ise oyunculardan biri olan Jude Law da oldu.Sherlock Holmesda ne kadar naif ne kadar iyi yürekli ise burada da bir o kadar kötü yürekli ve hırslı bir karakteri canlandırıyordu.Hele bir sahnedeki tahtta oturuşunda taındığı yüz ifadesi vardı ki dersin adam yüz yıllardır İngiltere tahtında oturuyor,bakışları ile karşısındakini öyle bir eziyor ki eskilerin değimi ile resmen tiskindim adamdan.Özellikle Artuhurun büyüme sürecinin gösterildiği bölüm tekrar tekrar izlenilesiydi ve neden yurdum filmlerini seyretmeyi tercih etmediğimi soranlara delil olarak gösterilecek nitelikteydi ve böyle sahneler çektiler de seyretmedim mi dedirtecek cinstendi.



  
   Filmleri film yapan bir de müzikleridir diye düşünenlerdenim burada da müzikler çok güzel ve etkiliydi.Daniel Pemberton yapmış müzikleri.Merak edenler için buraya linkini bıraktım. Benim favorim olan bölümün linkini de buraya ekleyeyim ve itiraf edeyim evet bu yazıyı yazarken de arkada o çalıyordu,dursun şöyle kenarda açar arada dinlerim siz de dinleme isterseniz tıklamanız yeterli.Filmi de seyretmek isterseniz naçizane derim ki 3 boyutlu olan bu filmi dublajlı seyredin zaten sahneler çok hızlı alt yazı peşinde koşmak yerine Arthurun peşinde koşmayı tercih edersiniz zannımca şimdiden iyi seyirler.