İğneada


Tam bir deniz aşığı olan eşim haftalardır planlayıp duruyordu İğneada gezimizi geldik buralara bir yüzemedik herkesler görmüş bir biz göremedik mealli konuşmaları sonucunda bu hafta gidelim dedik.Hem çocuklara da değişiklik olur.Çocuklara değişiklik olur ama şimdi bu sıcakta yol çekilir mi hadi yolu geçtik kalabalık olur oralar şimdi pazar pazar İğneadaya gidilir mi şeklinde itiraz cümleleri kursam da yine de doluştuk arabalara düştük yollara.İğneada Kırklareline yaklaşık 40 km. uzaklıkta ve orman yolundan gidiliyor tırman tırman sonra in in haliyle yollar inanılmaz virajlı dikkatli olmak lazım.Virajına rağmen ağaçlarla kaplı olan yollarda yolculuk oldukça eğlenceliydi Kastamonudan sonra bu kadar ağacı görmememiştim birarada.Neyse uzun uzun yolları aştık ve geldik İğneadaya ne iyi ettik de geldik dedik arabalardan inerinmez sahil o kadar güzel esiyordu ki püfür püfür denizdeki dalgadan da belli oluyordu zaten.Evin küçük keçisi ne anlıyorsa 'aa bu dalgada da ne güzel sürf yapılır' demez mi sanki anasının evinde görmüş sörfü.Sörf yapılır mı bilemem ama bizimkiler çok güzel oynadılar dalgalarda kumlarda eğlendiler ben de kumlarda deniz kabuğu aradım çocukluğumu yad ederek.Kalabalık da değildi sahil istediğimiz gibi takıldık eğlendik.Bir ara denize girmeyin uyarısında bulunan jandarma ile kendimize geldik sonradan öğrendik ki boğulma vakaları çok oluyormuş oralarda böylece sahilin neden boş olduğunu öğrenmiş olduk biz de sahilde kumlarla idare ettik birsüre daha sonrada toparladık eşyalarımızı evimize döndük malum tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer oluyor kendisi.